
Üsküp’te Yaşlılara Kurulan Tuzak: “Yakınınız Kaza Yaptı” Dolandırıcılığı
Üsküp’te geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olay, aslında uzun süredir Balkanlar’da farklı senaryolarla karşımıza çıkan bir dolandırıcılık yöntemini yeniden gündeme getirdi.
29 Eylül 2025 gecesi, saat 21:30 sularında 83 yaşındaki bir kadın, eşiyle birlikte Polis Merkezi’ne başvurdu. Anlattıkları, hepimizin yüreğini burkan bir hikâyeydi: “Yakınınız kaza yaptı” yalanına kanarak tam 10 bin avrolarını kaptırmışlardı.
Telefonun diğer ucundaki kimliği belirsiz kişi, kendisini bir polis müfettişi olarak tanıtmış. Senaryo klasik: Torunlarının trafik kazası yaptığını, bir çocuğun hayatını kaybettiğini ve cezai işlemden kurtulmaları için acilen para ödenmesi gerektiğini söylemiş. İnsanların en zayıf noktasına, yani aile bağlarına dokunan bu sözler, yaşlı çiftin panikle karar vermesine neden olmuş. Çift, talep edilen parayı verilen noktaya götürmüş. Eve döndüklerinde torunlarıyla konuşunca ise acı gerçekle yüzleşmişler: Dolandırılmışlardı.
Bu yöntem yeni değil. Balkan şehirlerinde özellikle yaşlı nüfusa yönelik benzer telefon dolandırıcılıkları sık sık gündeme geliyor. Ancak böylesine büyük meblağların kaybedilmesi, meselenin artık bireysel dikkatsizlikten çok toplumsal bir güvenlik sorunu olduğunu gösteriyor.
Burada dikkat çekilmesi gereken iki nokta var. Birincisi, dolandırıcıların “otorite figürü” kılığına girmesi. Polis, savcı ya da müfettiş kimliğiyle konuşarak karşı tarafı baskı altına alıyorlar. İkincisi ise “aile krizi” kurgusu. İnsanlar sevdiklerinin başına bir şey geldiğini duyduğunda sağlıklı düşünemiyor. Bu da dolandırıcıların en büyük kozu oluyor.
Polis, olayla ilgili geniş çaplı bir soruşturma başlattı. Ancak iş sadece güvenlik güçlerine düşmüyor. Özellikle yaşlı vatandaşların bilinçlendirilmesi, medyanın bu tür örnekleri gündemde tutması büyük önem taşıyor. Çünkü bilinçli bir toplum, bu tür senaryoların ilk telefon cümlesinde farkına varır ve oyuna gelmez.
Üsküp’teki bu yaşlı çiftin kaybı sadece maddi değil, aynı zamanda derin bir güven kaybıdır. Dolandırıcıların toplumun en kırılgan kesimlerini hedef alması, aslında hepimize bir uyarıdır. Şimdi sormak lazım: Bir telefonla umutları çalınabilen yaşlılarımızı daha ne kadar yalnız bırakacağız?