Veriler, kıtada HIV vakalarının yarısından fazlasının geç teşhis edildiğini ortaya koyarken, Kuzey Makedonya en riskli ülkeler arasında üst sıralarda yer aldı.
2024 yılında Avrupa bölgesinde toplam 105.922 yeni HIV vakası kaydedildi. Bu vakaların %50’den fazlasının, hastalığın ileri evrelerinde tespit edildiği belirlendi. Rapora göre erken teşhis hâlâ ciddi bir sorun.
Kuzey Makedonya üçüncü sırada: Her dört vakadan üçü geç teşhis ediliyor
Raporda geç teşhis oranı en yüksek olan ülkeler şöyle sıralandı:
Bosna Hersek: %80,6
Kuzey Makedonya: %74,5
Hırvatistan: %68,3
Bu oranlar, söz konusu ülkelerde HIV testlerine erişimin sınırlı olduğunu ve toplumdaki damgalamanın güçlü bir engel oluşturduğunu gösteriyor.
En düşük geç teşhis oranlarına sahip ülkeler ise Finlandiya ve Kıbrıs oldu. Bu ülkelerde test politikalarının yaygın olması ve sağlık okuryazarlığının yüksekliği, erken tespit oranlarını artırıyor.
DSÖ: Damgalama erken teşhisin önündeki en büyük engel
DSÖ Avrupa Direktörü Dr. Hans Henri Kluge, raporun ardından yaptığı açıklamada damgalama, dışlanma ve bilgi eksikliğinin insanların test yaptırmasını geciktirdiğini vurguladı:
“HIV ile ilgili en büyük sorun virüs değil; insanlar test yaptırmaktan çekiniyor. Ne kadar erken teşhis edilirse tedavi o kadar etkili oluyor.”
Kluge ayrıca hükümetleri test erişimini artırmaya ve toplumda farkındalık kampanyalarını güçlendirmeye çağırdı.
Yeni vaka sayıları yanıltıcı olabilir
Raporda, bazı ülkelerde HIV vakalarının düştüğüne dair görünen verilerin gerçeği yansıtmayabileceği de belirtildi. Uzmanlara göre düşüş gibi görünen rakamlar, teşhis edilmeyen vakaların varlığını gizleyebilir. Bu da gerçek HIV yükünün açıklananın çok üzerinde olabileceği anlamına geliyor.
Erken teşhis neden kritik?
Tedaviye erken başlanması, yaşam süresini uzatıyor.
Virüsün bulaştırıcılığı düşüyor.
Kamu sağlığı maliyetleri azalıyor.
Toplumdaki yayılmayı kontrol etmek kolaylaşıyor.